Muratlı Evde Masaj

” “Miranda, o bir kitap.” “O kitap, ” dedi Miranda kesin bir eminlıkla, “Bir sanat eseri.” “oldukca eski görünüyor.” “Biliyorum, Muratlı Evde Masaj ” diye iç geçirdi Miranda mutluluk içinde. “Alacak mısın?” “Eğer kafi param var ise.” “Bence vardır. Yıllardır harçlıklarını hiç harcamıyorsun.Muratlı Evde Masaj  Tüm paranı, Turner’ın beş yıl önce doğum gününde sana gönderdiği porselen vazonun içine koyuyorsun.” “Altı.” Olivia göz kırptı. “Altı ne?” “Altı yıl önceydi.” “Beş yıl önce altı yıl önce – ne farklıdır ki?” Olivia patladı,

Miranda’nın mükemmeliyetçiliği sabrını taşırmış gibi. “sorun şu ki kenara konulmuş bir miktar paran var ise ve o kitabı hakkaten istiyorsan yirminci doğum gününü kutlamak için onu alman gerekir. Kendine hiçbir şey almıyorsun.” Miranda vitrinin cazibesine geri döndü. Kitap bir kaidenin üzerine yerleştirilmiş ve ortalardan bir sayfası da açılmıştı.

Arthur ile Guinevere’nın parlak renklerle boyanmış bir tasviri. “Pahalı olmalı, ” dedi üzüntüyle. Olivia onu hafifçeçe dürttü. “İçeriye girip sormadan ne olursa olsun bilemezsin.” “Haklısın. Girip soracağım!” diyerek birazcık heyecan, biraz tedirginlik dolu gülümsemesinin peşinden mağazaya yöneldi. Samimi bir havası olan kitapçı varlıklı ve erkeksi tonlarda süslenmişti. Oturup herhangi bir cildin sayfalarını karıştırmak isteyenler için etrafa kabartılmış deri koltuklar yerleştirilmişti. “Dükkân sahibini göremiyorum, ” diye fısıldadı

Muratlı Evde Masaj

Olivia Miranda’nın kulağına. “İşte orada.” diyerek başıyla ebeveynlerı yaşlarında, biraz kel ve zayıf bir adamı gösterdi. Muratlı Evde Masaj  “Bak, şurada bir adama bir kitap bulmak için yardımcı oluyor, işini tamamlayana kadar bekleyeceğim. Rahatsız etmek istemem.” Kitapçı meşgul olduğu için iki kadın birkaç dakika sabırla onu beklediler.

Adam ikide bir kaşlarını çatarak onlara bakıyordu. Bu Miranda’yı çok şaşırtmıştı çünkü hem Olivia’nın, aynı zamanda kendisinin giyimi o denli düzgündü ki, insanın mallarının birçoğunu alabilecek gibi görünüyorlardı. Nihayet adam işini bitirdi ve telaşla onlara yöneldi. “Efendim acaba – ” diye söze başladı Miranda. “Bu kitapçı dükkânı beyler için, ”

dedi adam düşmanca bir ses tonuyla. (pehhhhh) “Aa, ” diyerek geri çekildi Miranda, adamın davranışına çok bozulmuştu. Yine de Malory’nin kitabını almayı çok istiyordu, o yüzden gururu bir yana bıraktı gülümsedi ve saslıne devam etti. “Özür dilerim. Fark etmemiştim fakat ümit ederim ki – ” “Buranın beyler için bir dükkân olduğunu söyledim.” adamın boncuk kadar küçük gözleri iyice kısıldı. “Lütfen kibarca burayı terk edin.” Kibarca? Adama bakakaldı.